6 Ekim 2012 Cumartesi

Erimiz erdir Pîrimiz Pîrdir


Erimiz erdir Pîrimiz Pîrdir,
Karamız nûrdur yerimiz Tûr’dur.
İsteyen yâri izlesun Pîri,
Pîrden ayrılan Hakk’dan ayrıdır.
Pîrdir envârım Hakk’dır etvârım,
Düşmanım bîşek Hakk’dan ol dûrdur.
Şol ki Süfyânî arttı tuğyânî,
Oldur şeytânî bir gözü kördür.
Azdırır halkı bezdirir Hakk’ı,
Kizbi çok sıdkı bindebir yokdur.
Hakk’a kul ol, kul olasın makbul,
Dil müslümanı şâhidi zordur.
Mısrî’nin dinde izzeti zinde,
Cümle millette Hamzavî hordur.

Erimiz erdir Pîrimiz Pîrdir,
Karamız nûrdur yerimiz Tûr’dur.

Erimiz erdir Pîrimiz Pîrdir,
Karanlığımız ışıktır yerimiz Tûr Dağıdır.

Yolumuz Hakikat yolu olduğundan erimiz erdir. Burada erden maksat zattır. Karanlığımız ışıktır çünkü tevhid ehli için kötü görme söz konusu değildir. Çünkü o karanlıkta da ışıktada Hakkın zatını müşahede eder. Hazreti Mûsa aleyhisselâm Tûr dağında Cenabı Hak’la konuştuğu gibi, ayni
muvahhid olan tevhid ehli de her yerde Hak’la konuşur.  Çünkü onlar bilir ki bu âlemde ondan başka bir şey yoktur.



Ben kırk yıl hak ile alış veriş ettim onlar beni halkla alış veriş etti sandılar.
                              Beyaziti Bestami Hazretleri

İsteyen yâri izlesun Pîri,
Pîrden ayrılan Hakk’dan ayrıdır.

Yâri isteyen izlesin Pîri,
Pîrden ayrılan Hakk’dan ayrıdır.

Pirden maksat efendilerdir. Hak efendiler ile bu âleme tecelli eder. Ondan ayrılan Hakk’dan ayrılır çünkü onlar bu âlemde bizlere hakkı gösteren aynalardır.

Tıpkı bana benzer kulum Arabî
Görmek istersen beni var ziyaret et onu

Pîrdir envârım Hakk’dır etvârım,
Düşmanım bîşek Hakk’dan ol dûrdur.

Nurlarım Pîrdir, hallerim tavırlarım Hakk’dır,
Şüphesiz Hakk’dan uzak olan düşmanımdır.

Bizlere nur saçan efendilerimizdir. Onların nur saçan sözlerinden ve bakışlarından nasibimizi alırız. Halimiz onun halidir. Çünkü Kul Allah’a yaklaşınca Hak esmasına bürünür. Allah’ta bu esma ile âlemlere tecelli eder. Şüphesiz ki ondan uzak olan gaflete yakın olanlardır. Efendilerin himmetinden uzak olan avam daima gafletedir.

Efendisi olmayanın eğiticisi şeytandır.
Şol ki Süfyânî arttı tuğyânî,
Oldur şeytânî bir gözü kördür.

Şu Süfyânînin arttı azgınlığı,
O bir gözü kör olan şeytândır.

Süfyanî: Süfyan’dan olan, Süfyan’a mensup, Süfyan’a müteallik. Zübdetül Buharî Tercemesine göre, Süfyanî: Müslümanlara kötülük eden, sefil, kötü, alçak olan kimse demektir.

Burada süfyaniyi nefis olarak algılayabiliriz. Ama eğitilmemiş olan nefistir. Çünkü o eğitilip ruhlaştırılmadıkça insanın başına dertler açar.

'Ben nefsimi temize çıkarmam; çünkü nefs, Rabbimin merhameti olmadıkça, kötülüğü emreder. Doğrusu Rabbim bağışlayandır, merhamet edendir.'
(Yusuf 53)

Onun bir gözü kördür çünkü o sadece zahire nazar ettiği için eksiklidir ve yanılgıya düşer. Çünkü sadece zahiren olaylara bakarsak esmalara takılıp kalırız. Tevhid ehli ise esmalardan geçip müssema ya nazar eder. O yüzden onlar her yerde hazır ve nazır olan Hakkı görürler.






Azdırır halkı bezdirir Hakk’ı,
Kizbi çok sıdkı bindebir yokdur.

Halkı azdırır Hakk’ı bezdirir,
Yalanı çok bindebir doğruluğu yoktur.

O nefis ki hakkı azdırır olmaz hatalara sürükler ve Hakta ona tanıdığı bir süreden sonra ona azabını gösterir. O her zaman eğri yolu seçer çok nadir ki insanı doğru yola götürsün.

Hakk’a kul ol, kul olasın makbul,
Dil müslümanı şâhidi zordur.

Kul ol Hakk’a, makbul kul olursun,
Müslümanlığı dilde olanın şâhidi zordur.


Tevhide giren kişiler ki hakkı onun istediği gibi tanırlar ve onun istediği gibi kullar olurlar. Çünkü kulluğun baş şartı teslimiyettir. Teslim olan kişi ancak Allah’a kul olabilirler. Çünkü onlar gizli ve aşikâr şirkten hakkın izni ile kurtulurlar. Ve kulluk makamına yükselirler.









Müslümanlığı dilde olanın imanında sağlam olmaz.

“Bedeviler iman ettik! dediler. De ki: Siz iman etmediniz, lâkin İslâm olduk, size inkıyad ettik! deyiniz. Zira iman henüz kalplerinize girmiş değildir. Eğer Allah’a ve resulüne itaat ederseniz, sizin emeklerinizden hiçbir şeyin mükâfatını eksiltmez. Yaptığınızı zayi etmez. Gerçekten Allah gafûr ve rahîmdir (mağfireti, merhamet ve ihsanı boldur).” (Hucurat 14)

Dil ile söylemek bir yere kadardır, fakat onu amele dökmek ise daha iyi olanıdır.

Mısrî’nin dinde izzeti zinde,
Cümle millette Hamzavî hordur.

Mısrî’nin izzeti dinde sağlamdır,
Bütün inançlar içinde Hamzavî hordur.

Niyâzîi Mısrî kaddese’llâhü sırrahu’l azîz buyurdu ki;
“Mü’minlere cennet hak münafıklara ve hamziyyelere cehennem hak. Hamziyye kefere ve feceresine rağmen. Ve yazdım ki cemî enbiyâ ve evliya cümle mahlûkat ile sulh olurlar amma hamziyye ile zıddiyetleri zatiyye olmak ile ebedî onlar ile sulh olmazlar dedim dahi söz çok hele fehva bu idi.




Hem câhilim hem fâsıkuim hem müfsidim hem ahmak ve ebterim hem merkeb hem köpek hem kedi hem domuzum her ne olursam olayım ancak hamziyye olmakdan Allah Teâlâ’ya sığınırım.”

İnsan hayatı boyunca fikirlerinde devamlı olarak değişim gösterebilir. Bu durum o kişinin bugün doğru diyebildiğine yarın yanlış demesi gibi olabilir. Bu nedenle müslüman kişi düşüncelerinin temelini dini kıstaslar ile oluşturduğu için sonunda hakikatı muhakkak görür bilir ve hatalarından vazgeçer. Bu durum Allah Teâlâ’nın ikramlarındandır.
Çünkü Allah Teâlâ kulların her zaman velisidir.

“Allah Teâlâ imân edenlerin velîsidir. Onları zulmetlerden nûra çıkarır. Kâfir olanların velîleri ise tağuttur. Onları nûrdan zulmetlere çıkarırlar. İşte onlar cehennem ehlidirler. Onlar o ateşte ebedî olarak kalan kimselerdir.” (Bakara 257)

1 yorum:

  1. Açıklamalar için teşekkür, sevgi ve dua...

    Yüce Allah (CC) bizleri bağışlasın....Amin.

    YanıtlaSil