6 Ekim 2012 Cumartesi

Sırf içirdi bize vahdet câmını cânânımız, Anın için bir nefes ayrılmadı mestânımız


Sırf içirdi bize vahdet câmını cânânımız,
Anın için bir nefes ayrılmadı mestânımız.

Yalnızca bize vahdet şişesini içirdi cânânımız,
Onun için bir nefeslik zaman ayrılmadı sarhoşluğumuz.

“Vahdet sırf câmını içtik” demekten murad “Ahadiyyet” makâmıdır. Diğer makâmlar sırf vahdet değildir. Cem makâmında, halk batın, hak zâhir olduğundan hem Hakk var hem halk var. Hazretül cem makamında Hakk batın, halk
zahir ki, şeriat makamıdır, burada da hem Hakk var hem halk var. Cemül cem makâmı vahdettir, iki kısma bölünür: Biri zahir, diğeri batın.



Sırf içirdi bize vahdet câmını cânânımız,
Anın için bir nefes ayrılmadı mestânımız.
Küfrü imân gussasından kurtulup Yâr’in bugün,
Şol ruhi zülfünde bulduk küfr ile imânımız.
Lutf ile dün gice geldi bize teşrif etti Yâr,
Adın işitirken il oldu şükür mihmânımız.
Nice geldi cânı teslim eyledik kurbanlığa,
Hamdü lillâh kabul oldu bugün kurbânımız.
Halkı âlem her dem okur “Küllü şey’in halikün“,
Kendi okur dâimâ “İllâ vechehu“ Subhânımız.
Bir aceb hatlar dürür geh yazılur, geh silinir,
Vechi bâkî levhi üzre dâimâ â’yânımız.
Aşinâlık arttığınca ey Niyâzî dost ile
Arttı bezmi vahdet içre günbegün seyranımız

Sırf içirdi bize vahdet câmını cânânımız,
Anın için bir nefes ayrılmadı mestânımız.

Yalnızca bize vahdet şişesini içirdi cânânımız,
Onun için bir nefeslik zaman ayrılmadı sarhoşluğumuz.

“Vahdet sırf câmını içtik” demekten murad “Ahadiyyet” makâmıdır. Diğer makâmlar sırf vahdet değildir. Cem makâmında, halk batın, hak zâhir olduğundan hem Hakk var hem halk var. Hazretül cem makamında Hakk batın, halk
zahir ki, şeriat makamıdır, burada da hem Hakk var hem halk var. Cemül cem makâmı vahdettir, iki kısma bölünür: Biri zahir, diğeri batın.


 Cenâbı Hak “Evvel o’dur, âhir O’dur, zahir O’dur,batın O’dur” buyurmuştur, yani zahir de O’dur, batın da O’dur olunca, görüldüğü üzere zahir, batın sözleri vardır. “Ahadiyyet” ise, orada bir şey yok, yani vahdet sırf orada var, ikilikten eser yoktur.
Bu ikilikten sıyrılan kişi hayret makamında daim hakkın işlerini perdesiz olarak görür ve daim bir mestlik içerisinde olur.

Leyla derdinden mestem
Bilmezem ben ne haldeyim
Saki bize içirdi bir kadeh şarap
İçtim anı mest oldum ayılmazam

Küfrü imân gussasından kurtulup Yâr’in bugün,
Şol ruhi zülfünde bulduk küfr ile imânımız.

Küfür ve imân tasasından kurtulup Yâr’in bugün,
Şu ruhun perçeminde bulduk küfr ile imânımız.

Şeriat ehli sürekli şekil düzer ve bu küfürdür bu imandır diye konuşur durur. Hakikat ehli bunların cümlesinden sıyrılıp hakkın tecellilerini seyir eder. Artık küfür ve iman onun gözünden silinmiştir. O hak ile bir olmuştur. Ruh kemalatını tamamlayınca Ahadiyete ulaşır. Orada her hangi bir zevk yoktur. Sadece hakkın vechini seyretme vardır. Bu halde iken kişi her şeyi daha iyi idrak eder.

Yıkıldı kaleyi fikrim
Yapıldı dinim imanım
                              Niyazi Mısri

Lutf ile dün gice geldi bize teşrif etti Yâr,
Adın işitirken il oldu şükür mihmânımız.

Lutf ile dün gece geldi bize teşrif etti Yâr,
Adın işitirken yurt oldu şükür misafirimiz.

Hakkta tamamen fena bulan kullarda hak tecelli eder. Çünkü hane tamamen temizlenmeden padişah saraya girmez. Gönül evini tamamen ikilikten ve masivadan temizleyen kullara Hak teşrif eyler.

Nice geldi cânı teslim eyledik kurbanlığa,
Hamdü lillâh kabul oldu bugün kurbânımız.

Nice geldi cânı teslim eyledik kurbanlığa,
Hamdü lillâh kabul oldu bugün kurbânımız.

Bir kul kendisinin eksikliğini kabul edip bir hak efendisine teslim olur ise kurbanlık olur. Ve hak efendisi o kurbanı keser. Kurban kelimesi iki bölümden oluşur. Kur zikri daimini kur ve bu zikir ile hakkın adını daim yad eyle ve kamala ulaş. Ban kısmı da kemale eren canın tadını al anlamındadır. Çünkü kamala eren kulun sözleri en lezzetli rızıktır ki banarak yenir. Bir hak efendisine varılınca ancak Kurban kabul olunur. Çünkü Kurban kesmek ehliyet isteyen bir iştir. Ehil olmayan kişilerin elinde Kurban murdar olur. Ancak edebi zatiyon efendilerinin kestiği Kurbanlar makbuldür.



Halkı âlem her dem okur “Küllü şey’in halikün“,
Kendi okur dâimâ “İllâ vechehu“ Subhânımız.

Âlemin halkı her zaman okur “Küllü şey’in halikün“,
Subhânımızın Kendi okur dâimâ “İllâ vechehu“.

Herkes okur ki “her şey yok olucudur” bu ayetin kesret kısmıdır ki kulun kovasından hak bu kelamı etmektedir. Çünkü her şey onun zatından zuhur etti ve yine onun zatına rücu edecektir. Hakta yine kendi lisanından vahdette “illa vechehu” diyerek sadece kendi zatının baki kalacağını beyan etmektedir. Çünkü hak Ahadiyette teklik makamında iken henüz zuhurat yoktu ve kendisinden başka kendisini tenzih edecek başka bir varlık yoktu. Bu yüzden bu makamdan sadece hak nida etmektedir.
Sizlerde benim zatımda kaybolun ki benim ile beraber var olun demektedir.

“Onun zâtından başka her şey yok olur.
Onun zâtında değilsen varlık bekleme.

Çünkü o, “lâ” yi geçti, (şimdi) “İllâ” dadır.” İllâ” da olan kimse yok olmadı.









Bir aceb hatlar dürür geh yazılur, geh silinir,
Vechi bâkî levhi üzre dâimâ â’yânımız.

Bir aceb hatlar durur geh yazılır, geh silinir,
Bâkî olan yüzünün levhası üzere dâimâ gözlerimiz.

Bu alem her an yok olup her an geriye iade edilmektedir. Önemli olan bu gidip gelme esnasında daim hakkın vechini görmektir. Çünkü gönül gözleri bir tek onu görür ve gözünü ondan ayırmaz.

Aşinâlık arttığınca ey Niyâzî dost ile
Arttı bezmi vahdet içre günbegün seyranımız

Ey Niyâzî aşinâlık arttıkça dost ile
Vahdet meclisi içinde günden güne seyranımız arttı

Hak yolcusu her bir makamda hakka daha çok yaklaşır ve artık onun tecellilerine aşina olur. O bilir ki bütün alemde iş işleyen yalnızca O dur. Ve O nun zatından başka bir varlık yoktur. Vahdet deryasına dalan kul her an bir şanda olan rabbinin tecellilerini seyir edip zevkten zevke koşar. 

1 yorum:

  1. Yüce Allah' ımız bizi kendisini sevme ve tanıma lütfuyla yarattı....Bilmek , sevmek, özlemek, ağlamak...

    Açıklamalar çok güzel..teşekkür ve dualarla.

    YanıtlaSil