6 Ekim 2012 Cumartesi

Zâhidâ sûret gözetme içeri gel câna bak



Ey Zâhid sûret gözetme içeri gel câna bak,
Yüzünde gör ne yazmış defteri Rahmâna bak.

Ey şeriat ehli kişi surete bakıp ta aldanma bu suretler kulları oyalar ve zan ile hüküm vermeye yöneltir. Mollalar sarık sararak ve cübbe giyerek suret dizeler ve kendilerine lütuf edilmesini beklerler. Hâlbuki dervişliğin nişanı bu değildir.

Dervişlik olsaydı taç ile hırka
Gider alırdık pazardan otuz beşe kırka

                                                  Yunus Emre



Zâhidâ sûret gözetme içeri gel câna bak,
Vechi üzre gör ne yazmış defteri Rahmâna bak.
Mushafı hüsnünde yazmış “Kul hüvellâh” âyeti,
Gel inanmazsan geri var mektebi irfâna bak.
Çeşmini gösterdiğince âşıkın cânın alır,
Leblerin açtıkça can nefh eyleyen cânânâ bak.
Zülfünün herbir telinde bağlı bin mecnûnu gör,
Hattının leylindeki yüzbin mehi tâbâna bak.
Âteşi ruhsar ile yanmış kararmış çehresi,
Harf libâsından soyunan noktai uryâna bak.
Hep mülâzim kulluğunda bu cihânın şahları,
Kapusında Pâdişahlar kul olan sultâna bak.
Âlem anın hüsnünün şerhinde olmuş bir kitâb,
Metnin istersen Niyâzî sûreti insâna bak.






Zâhidâ sûret gözetme içeri gel câna bak,
Vechi üzre gör ne yazmış defteri Rahmâna bak.

Ey Zâhid sûret gözetme içeri gel câna bak,
Yüzünde gör ne yazmış defteri Rahmâna bak.

Ey şeriat ehli kişi surete bakıp ta aldanma bu suretler kulları oyalar ve zan ile hüküm vermeye yöneltir. Mollalar sarık sararak ve cübbe giyerek suret dizeler ve kendilerine lütuf edilmesini beklerler. Hâlbuki dervişliğin nişanı bu değildir.

Dervişlik olsaydı taç ile hırka
Gider alırdık pazardan otuz beşe kırka

                                                  Yunus Emre

Bu suretler değildir esas olan varlık. Varlık sirette gizlidir.

Surette nem var benim
Sirettedir madenim
Kopsa kıyamet bugün
Gelmez perişan bana

                    Niyazi Mısri

Bakın Mevlana Hz.leri bu konuda bizi ne güzel uyarıyor.




Surete tapma gafil
Manaya bak manaya
Putperest olma cahil
Manaya bak manaya

İkilikten çık ama
Manaya bak manaya

Bu âlemin bütün gizemi manadadır. Çünkü insanda sadece suretten oluşmuş bir varlık değildir. Onun özü manadır.

Bu yüzden suretler gözetilmeden içerideki cana nazar etmek gerektir.

Bir Hakikat efendisine nazar et yüzünde nice sıralar vardır. Defteri Rahmandan kasıt hakikat efendisidir. Çünkü o bu dünyada Hakkın Rahman sıfatı ile tecelli eder.

Mushafı hüsnünde yazmış “Kul hüvellâh” âyeti,
Gel inanmazsan geri var mektebi irfâna bak.

Güzel Mushafında yazmış “Kul hüvellâh” âyeti,
Gel inanmazsan geri var mektebi irfâna bak. 

“İhlâs” suresinde hâlis Tevhit beyan edilmiştir. Kur’anı Kerim’in diğer surelerinde de kullanılan “ihlâs” kelimesi bu sureye isim olmuştur. Ancak bu surede “ihlâs” kelimesi kullanılmamıştır. Bu isim, surenin manası itibariyle bu sureye verilmiştir.
Bir kimse anlayarak bu sureye iman ederse, şirkten kurtulur.
Kur’an da yazıldığı üzeredir ki o Allah (c.c) tektir. Onun eşi benzeri yoktur. O her türlü benzetmeden münezzehtir. Bu tekliği görmek istersen Tehvit irfaniyetine gir ve orada Ahadiyet mertebesine ulaşınca bu tekliği izle.

Çeşmini gösterdiğince âşıkın cânın alır,
Leblerin açtıkça can nefh eyleyen cânânâ bak.

Gözünü gösterdiğince âşıkın cânın alır,
Dudaklarını açtıkça can üfüren cânânâ bak.

Hakkın vücudunu görenin kendine ait bir varlığı kalmaz. Çünkü canan onun alır canını. Bir kul beni sevdi mi ve bana yaklaştı mı bende onu severim ve onu kendi varlığımda yok ederim. Ve ben bir kulumu yokluğa eriştirdim mi onun diyeti ben olurum. Ondan gören, söz söyleyen, cemi azalarından işleyen ben olurum. İşte durum böyle iken artık kul kendi hevasından konuşamaz. Hak tecelli eder ve kulundan konuşan o olur. Dudağını açtıkça oradan nurlar saçılır.

Zülfünün her bir telinde bağlı bin mecnûnu gör,
Hattının leylindeki yüzbin mehi tâbâna bak.

Saçının her bir telinde bağlı bin mecnûnu gör,
Gecenin sınırlarındaki yüzbin parlak aylara bak.

Zülüften maksad Hakk’ın zuhûrlarıdır, yani her bir zuhûrunda birer mecnun bağlıdır. Mecnun Leylâya âşıktı, Leylânın zülfünde bağlı idi, yani âşık olduğu Leylâ ile bir vücûd idi.
İşte âşıkta Hakk’tır, maşukta Hakk’tır. O âşıklığı ile tecelli ve zuhur eder. Âşık’a maşuk dahi lâzım olur. O maşukluğu ile de zuhur eder, zahir olur, o âşık da odur, maşuk da odur.

Âteşi ruhsar ile yanmış kararmış çehresi,
Harf libâsından soyunan noktai uryâna bak.

Yüzünün ateşi ile yanmış kararmış çehresi,
Harf elbisesinden soyunan apaçık nokta bak.

Hakkın aşkı ile varlığını kül edip yok eden âşık bütün fani şeylerden soyunup vahdet denizine dalar.
Harfler tek başına birçok şeyi ifade etse de bu harflerden geçip hayrete varan ve tevhit noktasına ulaşan cana bak.

Hep mülâzim kulluğunda bu cihânın şahları,
Kapusında Pâdişahlar kul olan sultâna bak.

Hep kulluğunda bağlıdır bu cihânın şahları,
Kapısında Pâdişahlar kul olan sultâna bak.

Bu âlemin gerçek padişahları kulluğa bel bağlamış kişileridir. Çünkü onlar hakkı hakikati ile bilip o şekilde ona kulluk ederler. Zahiri olan padişahlar ise o kulluk keyfiyeti olan kişilerin manevi rütbece altında olan şahıslardır ki onlar o kişilere gıpta ile bakar ve eğer istidatlarında var ise bende olurlar.
Nitekim Osmanlı İmparatorluğunda yükselme döneminin sonuna kadar bütün Padişahlar bir Veli zatın eğitiminde idiler.

Âlem anın hüsnünün şerhinde olmuş bir kitâb,
Metnin istersen Niyâzî sûreti insâna bak.

Âlem onun güzelliğinin açıklamasında bir kitâb olmuş,
Niyâzî metnini istersen insanın suretine bak.

Bütün alem bir ayet ve Kur’andır. Alemin her ayetini okuyan Kitab-ı tekvini okumuş olur. Eğer kendi metnini okumak ister isen sirette var olan Hazreti İnsana bak. Çünkü o hazret ikilikten geçip birliğe ulaşmıştır. Ve bütün alemin kitabını o cihetten okumaktadır.

5 yorum:

  1. Açıklamalar için teşekkür..hakikaten güzel olmuş..

    Tüm okuyanları duamıza kattık..'' Yüce Allah dostumuz olsun/Yunus Suresi 62-64 ayetlere mealen bknz.''

    Abdullah Kaya Amasyalı (google bknz)
    Şair

    YanıtlaSil
  2. Allah razı olsun açıklamalar için bende teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  3. bu blogu hazırlayandan GÖNLÜM RAZIDIR.
    SEVGİ VE SELAM İLE...

    YanıtlaSil
  4. Açıklama yazan insanın Ehdadiyyet dairesine vasil olduğu, hakikat deryasına ğark olduğu, Zat-ı Ehadiyyetin nur-cemalini müşahede eden arif-i billah olduğu aşikardır.

    YanıtlaSil